Kaz Dağları’nın tertemiz havasıyla Ege Denizi’nin serin esintisini birleştiren Edremit, doğa ile kültürün iç içe geçtiği köyleriyle dikkat çekiyor. Her biri ayrı bir hikâye anlatan bu köyler, şehrin karmaşasından uzaklaşmak isteyenlere hem dinginlik hem de keşif duygusu vadediyor.

Listenin başında yer alan Narlı Köyü, Mıhlı ve Şahindere vadilerinin arasında uzanıyor. Yapılan ölçümlere göre Alpler’den sonra dünyanın en yüksek oksijen oranına sahip yerlerinden biri. Kaz Dağları’nın eteklerindeki bu köy, sadece havasıyla değil, taş sokakları ve zeytin ağaçlarıyla da büyülüyor.

Altınoluk, tarihi Antandros Antik Kenti'ne ev sahipliği yaparken, “Papazlık” ismiyle anıldığı dönemlerden kalma şifalı havasıyla da biliniyor. Özellikle astım hastalarının tercih ettiği bu bölge, son yıllarda artan yapılaşmayla gündeme gelse de hâlâ doğallığını koruyan bölgeleri mevcut.

Çamlıbel Köyü, huzur arayanların durağı olmuş durumda. Kaz Dağları'nın yamaçlarında, yemyeşil bir vadiye kurulu bu köy, ünlü sanatçı Tuncel Kurtiz’in mezarıyla da ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Doyuran, Osmanlı döneminde konargöçer Tahtacı Türkmenlerinin yerleşik hayata geçtiği köylerden biri. Geleneksel yapısı ve dağ yamaçlarındaki konumu, onu Ege’nin saklı hazinelerinden biri yapıyor.

Güre, Kızılkeçili, Pınarbaşı, Mehmetalan gibi diğer köyler ise mesire alanları, kamp yerleri ve geniş zeytinlikleriyle hem doğaseverlerin hem de fotoğraf meraklılarının favorileri arasında yer alıyor.

Hikâyesi farklı ama hissi ortak köylerden biri de Tuğludere. Zamanında terk edilen bu köy, bugün haritada adı silinmiş olsa da, doğaseverlerin keşfettiği sessiz bir vaha hâlinde.