Sapanca’nın turizmdeki yükselişi, bölgenin doğal ve coğrafi özellikleriyle şekilleniyor. İlçe, içme suyu havzasında yer alması nedeniyle sıkı imar kısıtlamalarına sahip ve tarıma elverişli geniş düzlüklerden yoksun olsa da meyvecilikte özellikle kiraz, ceviz ve erik gibi ürünlerle markalaşmış durumda.

Turizm yatırımları son yıllarda hız kazandı. Birçok otel ve pansiyonun ruhsatlandırılmasıyla konaklama seçenekleri çeşitlendi. Özellikle pandemiyle birlikte bungalov tipi konaklama modeli öne çıktı; doğa ile iç içe, bireysel ve sağlık açısından güvenli olması nedeniyle talep arttı. Bugün Sapanca’da otel, pansiyon ve bungalovlarla birlikte 10 bini aşan bir yatak kapasitesi bulunuyor.

Bölgenin en büyük avantajlarından biri, İstanbul, Kocaeli, Bursa, Düzce ve Eskişehir gibi büyük şehirlere olan yakınlığı. Bu sayede Sapanca, hafta sonu ve tatil destinasyonu olarak cazibesini koruyor. Turizmin ekonomiye katkısı da büyük; yaklaşık 20 binden fazla kişi doğrudan veya dolaylı olarak turizm sektöründe çalışıyor.

Ancak plansız yapılaşmaların ileride sorunlara yol açabileceği uyarısı yapılıyor. Bungalovlar ve diğer konaklama tesislerinin imar yönetmeliklerine uygun, uygun alanlarda yapılması önemli. Ayrıca, Sapanca’nın deprem bölgesinde bulunması, ahşap ve düşük katlı bungalow yapıları daha güvenli alternatif haline getiriyor.

Sanayi yatırımlarının sınırlı olduğu Sapanca’da turizm, bacasız fabrika modeliyle büyümeye devam ediyor. Bu büyümenin sürdürülebilir ve planlı turizmle desteklenmesi, bölgenin geleceği için kritik bir unsur olarak öne çıkıyor.